14 Ocak 2010 Perşembe

Kesinlikle Erken menopozdan korkmaktan vazgeçin!


Erken menopoz genelde 40 yaşından önce adetten kesilen kadınlarda ortaya çıkıyor.

erkenmenopoz

Her yüz kadından üçünde görülen ve nedeni çoğunlukla bilinmeyen erken menopozda ilaç tedavisinin yanı sıra, psikolojik tedavi de uygulanıyor. Anadolu Sağlık Merkezi (ASM) Kadın Sağlığı ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Aydın Arıcı, konuyla ilgili merak edilenleri açıklıyor.

Erken menopozu nasıl tanımlıyorsunuz?

Menopoz, kadınların belli bir yaştan sonra âdet kanaması görmemesi anlamına gelmektedir. Dünyanın diğer bölgelerinde kadınların menopoza girme yaşı ortalama 50-51 iken, bu durum ülkemizde birkaç yıl daha erken gerçekleşir. Erken menopoz ise 40 yaşından önce girilen menopozdur. Yumurtalıkların iki fonksiyonu vardır; östrojen üretmek ve yumurta üretmek. Menopoz östrojen hormonunun bitimiyle ortaya çıkar. Ancak yumurta üretimi östrojenden yaklaşık 4-5 yıl önce biter. Yani erken menopozu 40 yaş ve öncesi ortaya çıkıyor diye tanımlarsak, bu kişilerde yumurta üretimi bu tarihten 4-5 yıl önce ciddi bir şekilde azalır, hatta tamamen durur.

Nedenleri nelerdir ve hangi sıklıkta görülür?

Her 100 kadından üçünde görülür. Nedenlerine gelince, en büyük grubu nedeni bilinmeyenler oluşturuyor. Yapısal olarak yumurtalar erken bitmiştir. Bu da erken menopoz vakalarının yaklaşık yüzde 60’ını kapsar. Ne kadar araştırırsak araştıralım nedenini bulamayız. Geri kalan grupta ise en önemli neden genetik etkendir. Annesi, teyzesi veya halası gibi birinci dereceden akrabalarında erken menopoz olan kadın da erken menopoza eğilimlidir. Eğer bir kadın 30 yaşından önce menopoza girmişse yapılacak incelemelerin başında kromozom analizi gelir.

Bilindiği gibi kadınların iki tane X kromozomu vardır. Ancak doğuştan bazı kadınlarda X kromozomu tek ise veya ikinci kromozomun bir kısmı yok ise 30 yaşından daha erken menopoz görülür. Çok küçük bir grupta ise immünolojik dediğimiz bağışıklığa bağlı erken menopoz olabilir. Buna otoimmün hastalıklar denir. Ortaya çıkan antikorlar, doku ve organları tahrip eder. Bu tahrip sadece yumurtalıklara karşı değil, diğer hormonal organlara karşı da olur. Bu kişilerde genellikle tiroid sorunları, böbreküstü bezi sorunları, hatta insüline bağlı şeker gibi sorunları da görürüz.

En sık görülen belirtileri nelerdir?

Önce adet düzensizliği ile başlar. Bu düzensizlik başlangıçta iki adet arasındaki sürenin kısalmasıyla kendini gösterir. Başlangıçta 28-30 günde görülen adetin yavaş yavaş 25 hatta 24 günde bire inmesi yumurta sayısının azalmasının ilk göstergelerinden biridir. Yumurta sayısının azalmasının ikinci bulgusu da, ultrasonla bakıldığında yaşa uygun olmayan yumurta kesesi sayısının görülmesidir. Yıllık yapılacak jinekolojik muayenelerde bu keselerin sayısına bakılmasında yarar vardır. Örneğin 30 yaşındaki bir kadında sağlı sollu toplam 12-15 civarında yumurta kesesi görmemiz gerekir. Yumurtaların azalması genellikle adetlerin kısalmasından başka bir bulgu vermez. Ancak östrojen bitince, sıcak basmaları diye tabir ettiğimiz gece uykudan uyandıracak derecede sorunlar başlar. Ayrıca kemik erimesi, bağışıklık sistemindeki sorunlar gibi uzun vadede gelişen gizli sorunlar da menopozun belirtileri arasındadır. Östrojenin azalmasına bağlı olarak genital organda zayıflama, vajina derisinde incelme, ilişki sırasında yanma ve ağrı hissetme gibi sorunlar da kendini gösterir.

Ne tür tedaviler uygulanıyor?

Erken menopozda iki tür sorun vardır; yumurtaların azalması ya da bitmesi ve östrojenin azalması ya da bitmesi. Açıkçası azalmış olan yumurtaları bizim artırmamız mümkün değildir. Ancak erken menopoza doğru bir gidiş gözlenmiş ise yapılması gereken, çocuk sahibi olma isteği varsa hastaya bunu geciktirmemesi konusunda uyarılar yapmak ve tedaviye başlayarak çocuk sahibi olmasını sağlamaktır. Ancak yumurta tamamen bitmişse onun geri dönüşü genellikle yoktur. Tedavide sadece eksik olan östrojeni hap veya yapışkan bantlarla tamamlama yoluna gidilir. Menopoz sonrası hormon tedavisi günümüzde biraz tartışmalı. Ancak, yavaş yavaş bu konudan uzaklaşılıyor. Hastalara hormon tedavisi vermemeye özen gösteriliyor. Bu, doğal menopoz yaşına gelmiş kadınlara uygulanması gereken bir kural. Daha erken menopoza giren bir kadının, vücut yapısını korumak için fizyolojik olarak belli düzeyde hormona ihtiyacı var. O yüzden erken menopoza girmiş kişilerde hiç olmazsa doğal menopoz yaşına, yani 50 yaşına kadar hormon takviyesi yapılmasını tavsiye ediyoruz.

Tedavilerin ardından geri dönüş, yani yeniden adet görme olabiliyor mu?

Bağışıklık sisteminin fazla çalışmasına bağlı olan erken menopozda, bağışıklık sistemini yavaşlatacak kimi ilaç tedavileriyle yüzde 5 oranında da olsa geri dönüş görülebilir. Ancak bu çok küçük bir gruptur.

Yaşam tarzına bağlı olarak yani stres, sigara gibi nedenlerle erken menopoz görülüyor mu?

Sigara içmek, erken menopozun bir nedeni değildir ama günde bir paket sigara içen kadında, menopozun, olması gerektiği yaştan iki yaş önceye indiğini biliyoruz. Üç paket içen kadınlarda ise menopoz üç yıl erken başlıyor. Genel olarak, kadınların cinsel aktiviteye başladıktan sonra yıllık kontrollerini yaptırmaları önerilir. Bu muayenelerde smear testi yapılır. Ultrason ile rahim ve yumurtalıklara bakılır. Adet hikâyesine göre gereken hormon incelemeleri varsa onlar yapılır. Eğer cinsel yaşama başlamamışsa da, 25 yaşından sonra da yine bu kontrollerin yapılması gerekir. Henüz cinsel ilişkiye girmemiş kişilerde karın üzerinden ultrasonla muayene yapılır.

Erken menopoz psikolojik açıdan cinsel hayatı nasıl etkiler?

Kadınlar bu haberi ilk aldıklarında ‘kadınlığını kaybetmiş’ gibi düşünebilir. Ancak böyle değil. Biz, bu konuda psikolojik desteği hem öneriyoruz, hem de uyguluyoruz. Bunun biyolojik bir süreç olduğunu, erken menopoza girmiş bir kadının her eksiğinin giderilebileceği bir tedavi ile tamamen normal, akranı bir kadın gibi yaşayabileceğini vurgulamak istiyorum.

Erken menopoza girmiş bir kadın, çocuk sahibi olabilir mi?

Çok genç yaşta menopoza girerek yumurtalarını yitirmiş kadınların çocuk sahibi olması yumurta donasyonuyla (nakliyle) gerçekleşiyor. “Nasıl ki böbrek nakli yapılabiliyorsa, yumurtaları iflas etmiş bir kadın da, sağlıklı bir kadından alınan yumurtanın eşinin spermiyle döllenmesi ve rahmine yerleştirilmesiyle çocuk sahibi olabiliyor. Ancak yurt dışında, birçok ülkede uygulanan yumurta donasyonu (yumurta nakli) dediğimiz bu işlemin ülkemizde yapılması kanunlarla yasaklanmıştır. Bunların yanı sıra erken menopoza giren kadınlara uygulanan östrojen tedavisiyle kenarda kalmış bir yumurta gelişimi ve sonucunda hamilelik de olabiliyor. Buna da mucize hamilelikler diyoruz. Ancak böyle bir ihtimal yüzde 1’in altında.

Hürriyet

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder